Sırrı Süreyya Önder memleketi neresi, eğitimi ne, Kürt mü kökeni ne ne zamandır Kandil bağlantılı partilerde görev yapıyor asıl amacı neydi kimdir bilgileri. Sırrı Süreyya Önder kaç yaşında yaşamı nasıl ne kadar hapis yattı neden PKK’nın uzantısı partilerde görev yaptı gerçek bağları neler soruluyor.
Sırrı Süreyya Önder’in yaşam hikayesi ne, gerçekte kim ve nereli? Sırrı Süreyya Önder7i ilk zayeret eden MİT B:aşkanı İbrahim kalın olması tesadüf mü? Sırrı Süreyya Önder sırları ne, hakkında ne biliniyor? Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, geçirdiği kalp krizinin ardından yapılan ameliyatı takiben yoğun bakıma alındı.
Önder, Türkiye siyasetinin en kendine has isimlerinden biri olarak tanınıyor.
2013 ile 2015 yılları arasındaki “çözüm sürecinde” önemli rol oynayan Önder, son aylarda PKK lideri Abdullah Öcalan ve hükümet ile görüşmeler yürüten İmralı heyetinde de yer alıyor.
Önder; milletvekilliği dışında senarist, yönetmen ve yazar kimlikleriyle de biliniyor.
‘Kürtler arasındaki bir Türk’
Sırrı Süreyya Önder, kendi anlatımıyla 1962’de kentteki birkaç sosyalist aileden birinin çocuğu olarak Adıyaman’da dünyaya geldi.
Sekiz yaşındayken kaybettiği babası, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Adıyaman örgütünün kurucularındandı.
Dayısı ise Nurculuk hareketinin kurucusu Said-i Nursi’nin “talebesiydi”.
Çevresindeki hemen hemen herkesin ana dilinin Kürtçe olduğu Adıyaman’da, Türkmen bir ailenin mensubuydu.
Anlattığına göre, orta öğretim yıllarında, babasından kalan bazı edebiyat kitaplarını bulup okumaya başlamasıyla sol fikirlere yöneldi.
Gençliğinde devrimci, sosyalist gruplar içinde yer aldı.
1978 yılında Adıyaman Lisesi’nde öğrenciyken Maraş Katliamı’nı protesto için düzenlenen bir gösteriye katıldığı için tutuklandı. Bu ilk tutuklanması olacaktı.
Cezaevinde geçen gençlik yılları
Liseyi bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni kazanıp başkentin yolunu tuttu.
Burada “devrimci siyaset” içinde yer almaya devam etti.
12 Eylül 1980 darbesi olduğunda 18 yaşındaydı.
Ertesi yıl siyasi çalışmalarından dolayı gözaltına alındı, işkence gördü ve Mamak Cezaevi’ne gönderildi.
Yedi yıl hapis yattı.
Cezaevinden sonra değişmiş bir Türkiye’de dışarı çıktı.
İstanbul’a giderek kamyon şoförlüğü dahil çeşitli işlerde çalıştı. Bir dönem yurt dışında kaldı.
Sinema ve yazarlıkla tanınması
Babasını kaybettikten sonra kentin tek fotoğrafçısında çırak olarak çalışmaya başlaması, fotoğrafçılık ve dolaylı olarak sinemaya adım atmasını sağlamıştı.
Anlattıklarına göre sinemaya, okumaya, yazmaya ilgisi hep yoğun oldu.
Cezaevi süreci sonrası bir yandan farklı işlerde çalışırken bir yandan da sinema ve yazarlığa ilgisini sürdürdü.
Bu dönemde edebi metinler kaleme aldı. Barış Pirhasan’ın senaryo kursuna katıldıktan sonra senaryo yazarlığına yoğunlaştı.
2006’da “Beynelmilel” filminin senaryosunu yazdı. Filmin yönetmenlerinden de biriydi.
Önder’in hayatından esintiler taşıyan ve kendisinin de küçük bir rol oynadığı film, farklı festivallerde beğeni kazandı.
Bunu 2008’deki “O… Çocukları” filminin senaryosu izledi.
“Emret Komutanım”, “Sis ve Gece”, “Ada: Zombilerin Düğünü”, “F Tipi Film”, “Ejder Kapanı”, “Mar”, “Düğün Dernek” ve “Yeraltı” gibi filmlerde senarist, yönetmen, senaryo danışmanı ve oyuncu olarak yer aldı.
TV programları ve köşe yazılarıyla artan ilgi
Türkiye kamuoyu artık onun adını duymaya başlamıştı.
2010’da Birgün ve ardından Radikal gazetesinde köşe yazıları yazdı.
Önder, “farklı bir solcu profili” çiziyordu.
İslamcı-muhafazakâr kesimle de diyalog geliştirebilen biriydi. Bu kesimin TV’lerine çıkıyor, gazetelerine röportaj veriyordu.
Özellikle Ülke TV’de yayımlanan “Meksika Sınırı” programında konuk ve Kanal 24’teki “Kafa Dengi” programında programcı olarak performansı, muhafazakâr çevrelerde de dikkat çekmesi açısından önemli oldu.
Önder parlamentoda
2011’de ise hayatı parlamenter siyasete doğru evrildi.
Önder, o yıl yapılan genel seçimlerde Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloku’nun bağımsız adayı olarak İstanbul milletvekili seçildi.
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) saflarında yerini aldı.
2013’te, Kürt siyasetini ve Türkiye’nin sol muhalefetini aynı çatı altında birleştirmeyi hedefleyen Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kurulmasıyla daha da önemli bir isim haline geldi.
HDP’nin eş genel başkan yardımcısı oldu
Gezi eylemlerindeki rolü
Önder, 2013’teki Gezi Parkı eylemlerinde yer alan ilk milletvekillerindedi.
Eylemlerin ilk günlerinde diğer göstericilerle biber gazına maruz kaldı, hatta omzuna biber gazı kapsülü isabet etti ve hastaneye kaldırıldı.
İlk günlerde Gezi Parkı’na giren iş makinalarının önüne geçip görevlilerle tartışmaya girdiğinde “Ben ağaçların da vekiliyim” demişti.
Ancak ilerleyen günlerde bazı kesimler, BDP’lilere eylemlere yeterli katılım göstermeme eleştirisini yöneltti ve bu durumun o dönem devam eden “çözüm süreciyle” ilgili olduğu yorumları yapıldı.
Önder ise o dönem Nuçe TV’deki bir açıklamasında Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK) atfen, “Türkiye yanıyor, dünyanın en büyük isyanlarından biri… DTK tek cümleyle destek açıklaması yapmadı” diyerek içinde yer aldığı hareketi eleştirdi.
Bununla birlikte Önder, o dönem “Kürtler Gezi’ye katılmadı” eleştirilerini de doğru bulmadığını söyledi.
Bu tür eleştirileri, “Çok değil, daha bundan bir, bir buçuk yıl önce Roboski Katliamı oldu. Gezi Parkı eylemi etrafında örgütlenen vicdanın yüzde biri buna bir tepki gösterseydi eğer, bugün Kürtlerin yüzde yüzü üzerinde, Kürt halkının genelinde karşılık bulurdu” diye yanıtladı.
İmralı, Kandil, Dolmabahçe…
Sırrı Süreyya Önder, Türkiye’de 2013-2015 arasındaki “çözüm süreci” olarak adlandırılan dönemin en önemli isimlerden biriydi.
2013-2015 arasındaki çözüm sürecinde neler yaşandı?
PKK lideri Abdullah Öcalan’ın hapis yattığı İmralı Cezaevi’ne ve Kandil Dağı’na giden ekipler içinde yer aldı.
Avrupa’da PKK’ya yakın bir yayınevi tarafından İmralı görüşmelerinin tutanakları olduğu iddiasıyla yayımlanan kitaptaki diyaloglar, Önder’in bu görüşmelerde önemli bir rol oynadığına işaret ediyordu.
2013’te Diyarbakır’daki Nevruz kutlamalarında Öcalan’ın “Silahlı unsurlarımız sınır ötesine çekilsin” çağrısını yaptığı mektubunun Türkçe metnini okuyan Önder’di.
2014 ve 2015’teki Nevruz kutlamalarında Öcalan’ın yolladığı mektupların Türkçesini okuyan da yine o oldu.
‘Afedersiniz Türk’üm’
Bu süreçte Önder artık genel kamuoyunda çok iyi tanınan bir isim olmuştu.
Onun siyasi tartışmalardaki esprili konuşma tarzı da bunu besliyordu.
2014’teki Çankaya resepsiyonunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın “Siz nerelisiniz?” diye sorduğu Önder’in, “Adıyamanlıyım, çok afedersiniz Türk’üm, tedavi oluyorum” yanıtını vermesi ve esprinin Erdoğan çiftini güldürmesi gibi haberler sürekli medyada yer buluyordu.
“Çözüm sürecinin” en üst noktası Dolmabahçe toplantısı oldu.
28 Şubat 2015’te dönemin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile HDP’nin İmralı heyeti arasında yapılan görüşme sonrasında bir metin açıklandı.
10 maddelik başlıkları okuyan Önder’di.
Bu süreçte Önder, 2014 yerel seçimlerinde HDP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu ancak oyu yüzde 4,7’de kaldı
Çözüm sürecinin sonlanması ve hapis yolu
HDP 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde Türkiye çapında meclise girebilmek için yüzde 10 barajını aştı.
Parti, yüzde 13’ten fazla oyla 80 milletvekili çıkararak AKP’nin meclis çoğunluğunu elde etmesini engellemiş oldu.
Önder bir yıl önce yerel seçimlerdeki kampanyasında, muhalefetteki CHP’yi iktidar partisi AKP’den daha çok hedef aldığı için eleştirilmişti.
Ancak 7 Haziran gecesi Ankara’daki HDP Genel Merkezi’nde “emanet oy” olarak tarif edilen ve Batı’daki CHP tabanından geldiği belirtilen oylara teşekkür eden ilk isim o oldu.
Yeniden İmralı heyetinde
17 Mart 2021’de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açtığı HDP’yi kapatma davası kapsamında hakkında beş yıl siyaset yasağı talep edilen isimler arasında yer aldı.
Kobani davasında yargılanacak ve Mayıs 2024’te beraat edecekti.
Kobani Olayları: 6-8 Ekim 2014’te ve sonrasında neler yaşandı?
2023 genel seçimlerinde DEM Parti’den 28. dönem İstanbul Milletvekili seçildi.
Aynı zamanda TBMM Başkanvekili olan Önder, yönettiği oturumlardaki esprili dili ve hazır cevaplığıyla dikkat çekti.
MHP lideri Devlet Bahçeli, 22 Ekim 2024’te Abdullah Öcalan’a “örgütü lağvet, Meclis’te DEM Parti grubunda konuş” çağrısı yaptı.
Önder, bu açıklamanın ardından başlayan süreçte PKK lideri Abdullah Öcalan ve hükümet ile görüşmeler yürüten İmralı heyetinde yer aldı.
Bazı sağlık sorunlarını olduğunu kamuoyuna duyuran Önder bununla birlikte tüm konuşmalarında “barış için çalışmaya devam etme” mesajı verdi.
Önder, 15 Nisan Salı akşamı geçirdiği kalp krizinin ardından hastaneye kaldırıldı.
Florence Nightingale Hastanesi’nden yapılan açıklamada, 62 yaşındaki Önder’in bu hastaneye nabızsız bir şekilde getirildiği ve müdahalelerle yeniden dolaşım sağlandığı belirtildi.
Aort damarında yırtığın teşhis edilmesiyle saat 23.35’te acil olarak ameliyata alınan Önder’e 12 saat süren operasyonla by-pass ve aort greftleme işlemleri yapıldı.
Hastaneden yapılan açıklamaya göre, yoğun bakıma alınan Önder’in hayati tehlikesi devam ediyor.